Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Giriş

İnsan, sonsuz büyüklükteki bir evrende yaşamaktadır. Gözünü açtığı andan itibaren milyonlarca ayrıntı ve denge üzerine kurulu olan bir dünyayla karşı karşıyadır. Aynı zamanda bu dünya üzerinde yaşamasını sağlayan, ona sayısız zevk ve mutluluk tattırabilecek bir bedene sahiptir. Bu bedenin mükemmel özellikleri sayesinde dışındaki dünyayı görebilir, duyabilir, tadabilir.

Evrim Teorisi'nin Arka Planı

Evrim Teorisi, bugün dünyayı etkilemekte olan diğer pek çok düşünce sistemi gibi, Avrupa'da doğmuş ve oradan diğer toplumlara propaganda yoluyla ihraç edilmiştir. Bu nedenle, bu teorinin hangi amaçla ortaya atıldığını ve neden sürekli olarak gündemde tutulduğunu anlamak için, Avrupa'da yaşanan büyük değişime biraz değinmekte yarar var.

Teorinin Ortaya Atılışı

Resim
Dini düzenden rahatsız olan güç odaklarının oluşturdukları din-dışı akım 19. yüzyılda zirveye ulaştı. Bu yüzyılın özelliği, materyalist, pozitivist ve determinist görüşlerin büyük bir kabul görmesidir. Materyalizm, tek gerçek varlığın madde olduğunu ve maddeden başka da hiçbir şeyin var olmadığını öne süren düşünce sistemiydi.

Evrim'in Ardındaki Hedef

Evrim Teorisi'nin geçirdiği süreç bize önemli bir şey göstermektedir: Evrim, bilim adamlarının araştırmaları sonucunda farkettikleri bir gerçek değildir. Bilim çevrelerinin büyük bir bölümü, Evrimin varlığına önce inanmakta, sonra da bunu ispatlamak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ortaya attıkları Evrim modelleri bir bir çürük çıkmakta, ancak yine de bu teoriyi savunmaktan vazgeçmemektedirler. Bu durumun en ilgi çekici örneklerinden birini, Türkiye'deki en ünlü Evrimcilerden biri olan Prof. Dr. Ali Demirsoy'un Kalıtım ve Evrim adlı kitabında yazdığı ilginç mantıklarda görebiliriz. Demirsoy, Evrim'in en büyük çıkmazı olan Organik Evrim'in en önemli aşamasının, yani bir proteinin "tesadüfen" oluşmasının imkansız olduğunu itiraf etmekte, ancak "doğaüstü güçler"in (Allah'ı kastediyor) varlığını kabul etmektense, bu imkansız mantığı kabul etmenin daha "bilimsel" olduğunu söylemektedir: Özünde bir Sitokrom-C'nin (canl

Evrim ve İdeolojiler

Az önce Avrupa toplumlarının dinden kopuş sürecinden söz ederken, bu sürecin ardındaki bazı toplumsal güçlerden söz etmiştik. Bu güçler, dini esaslar üzerine kurulu olan Avrupa düzenini kendi çıkarlarına aykırı bulmuş ve bu nedenle de bu düzenin değişmesine öncülük etmişlerdi.

Evrim'in Sözde Delilleri ve Bir Türlü Bulunamayan Fosiller

Şimdiye dek incelediğimiz tüm nedenlerden dolayı, mason kaynaklarının da açıkça söylediği gibi, Evrim, din-dışı güçlerin mutlaka ve mutlaka topluma kabul ettirmek zorunda oldukları bir düşüncedir. Mason Dergisi'nin özenle vurguladığı gibi, "en büyük masonik görev, Evrim'i insanlar arasında yaymak"tır.

Yeryüzünde Hayat Aniden ve Çok Çeşitli Biçimlerde Ortaya Çıkmıştır

Fosil kayıtları az önce belirttiğimiz gibi evrim teorisinin iddialarını destekleyecek hiç bir delil sunmazlar. Aksine yeryüzü tabakaları ve fosil kayıtları incelendiğinde, yeryüzündeki canlı hayatının birdenbire ortaya çıktığı görülür. Canlı yaratıkların fosillerine rastlanılan en derin yeryüzü tabakası, 500 milyon yıl yaşında olduğu söylenen "kambriyen" tabakadır.

Üretilen Sahte Deliller

Evrim teorisine delil arayanların en çok başvurdukları kaynak fosil kayıtlarıdır. Fosil kayıtları, geçmişte yaşamış canlıların kalıntılarını barındırırlar. Dikkatli ve tarafsız olarak incelendiğinde bu fosil kayıtlarının, evrimcilerin iddialarının aksine evrim teorisini destekledikleri değil, çürüttükleri görülür. Ancak fosillerin genel olarak evrimciler tarafından çarpıtılarak yorumlanmaları ve kamuoyuna da taraflı bir şekilde yansıtılmaları sebebiyle birçok kişi fosil kayıtlarının gerçekten evrim teorisini desteklediğini düşünmektedir.

Temel Formlar Bile Evrimle Açıklanamıyor Kara Canlıları Nasıl Varoldu?

Evrimciler kara canlılarının, sudan karaya geçerek sürüngenlere dönüşen balıklardan türediğini iddia ederler. Bu ve benzeri iddialar, evrimcilerin gerçeklerden ne derece uzak bir hayal dünyasında yaşadıklarının somut bir göstergesidir. Bu iddiaya göre fosil kayıtlarında sudan karaya geçişi gösteren sayısız ara-geçiş formu fosili olması gerekirdi. Oysa evrimcilerin elbette her konuda olduğu gibi bu konuda da ellerinde hiçbir kanıtları yoktur.

Medyanın Beyin Yıkama Yöntemleri

Evrim Teorisi, az önce de incelediğimiz gibi, başını masonluğun çektiği din-karşıtı güçler tarafından çeşitli sahtekarlıklar ve sahte delillerle ispatlanmaya ve topluma kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu bilim sahtekarlıkları ortaya çıkabilmekte ve istenenin tam tersi bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle Evrim'i insanlara kabul ettirmeyi "en büyük masonik görev" olarak kabul edenler, bu görevi asıl olarak toplu iletişim araçları, yani medya yoluyla yerine getirmektedirler.

Medya'nın Büyük Masonik Görevi: Evrimi Topluma Kabul Ettirmek

Hiç dikkat ettiniz mi?... Batı dünyasının Time, Newsweek gibi büyük ve etkili dergileri belirli aralıklarla Evrim Teorisi'ni konu edinen haberler yaparlar. Bu haberler çoğu kez kapaktan verilir.  "Evrim'de yeni gelişme" ,  "Evrim'de büyük buluş" ,  "Darwin'i doğrulayan önemli kalıntı"  gibi başlıklarla verilen bu haberlerde aslında hiç de "büyük" ve "yeni" denebilecek bir "delil" yoktur. Çoğu kez bir bilimadamının Evrim hakkındaki yeni bir düşüncesi, ya da Evrim'i ispatlamaktan uzak bir fosil konu edilir.

Evrim Masalları

Önceki sayfalarda Evrimcilerin ürettikleri sahte delillere ve yaptıkları çarpıtmalara değinmiştik. Ancak topluma Evrim'i kabul ettirmek için kullanılan yöntemler, bu sahtekarlıklardan çok daha basittir. En önemli ve etkili yöntem, Evrimciler tarafından yapılan "rekonstrüksiyon" çizimlerdir. Evrimci yayınlara baktığınızda bu çizimlere bolca rastlarsınız.

İnsanın Evrimi Masalı

Medyanın Evrim'i kabul ettirmek için kullandığı yönteme dikkat edin: "İşte büyük delil" havası içinde sunulanlar, çoğu kez insanın evrimine delil olarak gösterilen kafataslarıdır. Çünkü Evrimciler, onyıllardır süren bir çaba sonucunda maymundan insana doğru uzanan bir "kafatası serisi" kavramı oluşturmayı başarmışlardır.

Moleküler Evrim Çıkmazı

Önceki bölümde incelediğimiz ve "İnsanın Evrimi" masalını kökten yıkan delillerin yanında, Evrimcilerin gözlerden uzak tutmaya çalıştıkları daha binlerce konu vardır. Bunların başında Organik Evrim gelir. Evrimciler, nesli tükenmiş maymun türlerine ait olduğu apaçık belli olan birkaç kafatasını ardarda dizerek, hayali teorilerini ispatlanmış bir gerçekmiş gibi sunarlar.

İlkel Dünya Ortamı ve Proteinler

Daha önce saydığımız bütün tutarsızlıklarına rağmen evrimciler, aminoasitlerin ilkel dünya ortamında kendi kendilerine nasıl oluşabildikleri sorusunu, Miller deneyi ile geçiştirmeye çalışırlar. Bu uydurma deneyle sözkonusu sorunun çoktan çözülmüş olduğu gibi bir izlenim vererek bugün bile insanları yanıltmaya devam etmektedirler.

Mucize Molekül: DNA

Moleküler düzeyde buraya kadar incelediklerimizin gösterdiği gibi, aminoasitlerin oluşumu evrimciler tarafından hiçbir şekilde aydınlatılamamıştır. Proteinlerin oluşumu ise başlı başına bir muammadır. Üstelik, sorun yalnızca aminoasit ve proteinlerle sınırlı kalmaz: Bunlar sadece bir başlangıçtır. Bunların da ötesinde asıl olarak, hücre denen mükemmel varlık evrimciler açısından dev bir çıkmaz oluşturur.

Canlılık Molekül Yığınlarının Ötesinde Bir Kavramdır

Buraya kadar bahsettiğimiz bütün imkansızlıkları ve mantıksızlıkları bir an için unutalım ve her nasılsa ilkel dünya koşulları gibi, olabilecek en kontrolsüz, en uygunsuz ortamda bir protein molekülünün meydana geldiğini varsayalım.

"Raslantıların Doğurduğu Hücre" Masalı

Resim
Evrim teorisi bilindiği gibi, canlılığın tesadüfler sonucunda meydana gelen bir hücreyle başladığını iddia eder. Daha sonra bu hücre çoğalarak yeni hücreleri oluşturmuş, bu hücreler de birleşerek ilkel canlı türlerini meydana getirmişlerdir. İlkel türler de zaman içinde gelişmiş türlere doğru evrimleşerek bugünkü modern canlıları oluşturmuşlardır. İnsan da bu evrim zincirinin en son halkasıdır

Yaratılış ve Göz

Evrimcilerin hiç bir şekilde açıklayamadıkları ve bu nedenle de hasıraltı ettikleri daha binlerce yaratılış mucizesi vardır. Örneğin göz son derece olağanüstü bir organdır ve "tesadüf" ile açıklanması kesinlikle imkansızdır. Çünkü göz, örneğin insan gözü, 20'nin üstünde ayrı organdan oluşmaktadır: retina tabakası, mercek, dış kaslar, gözyaşı bezleri, beyine giden sinirler gibi, Ve bir gözün çalışabilmesi için, bu farklı parçaların hepsinin aynı anda var ve çalışır olması gerekir.

Sonuç

Kitapçığın başından bu yana incelediklerimiz bize somut bir gerçeği göstermektedir: Evrim, bilimsel verilerle ispatlanan bir gerçek değil, çeşitli sahtekarlık ve beyin yıkama yöntemleri ile topluma telkin edilen bir yalandır. Evrim'i toplumlara telkin eden belirli güçler vardır. Evrim'i insanlara kabul ettirmeyi "en büyük görev" olarak kabul eden Masonluk, sözkonusu güçlerin en önemlisidir.